Annem Gelince Aklıma…















Bugün tam beş yıl oldu, senin yokluğunda yaşadığım, “anne” diyemeden geçen günlerimin toplamı… Haziran sıcağında zemheri ayazı yaşadığım o günler yeniden geldi aklıma… Unutmak diye bir şey hem var hem de yok insanın hayatında… Aşikâr olan şu ki ya sevdiklerini ya da kaybettiklerinin acılarını unutmuyorsun…

Ben, annemin, annesine “anne” dediğini duymadım hiç,
yaşarken görmedim ki hiç annemin annesini!
Görseydim duyardım,
annemin, annesine nasıl “anne” dediğini...
Ben “anne” dediğimi de duymadım,
annemin ölümünden sonra…
Deseydim duyardım “anne” dediğimi…
Deseydim, annem de beni duyardı,
çevirirdi yüzünü bana doğru,
tebessüm ederdi gözleriyle…
O tebessüm edince benim de yüzüme yayılırdı
onun kalbinin sıcaklığı…
Ben konuşmadan hemen “nasılsın oğlum?” diye sorardı.
Gülümserken “iyiyim.” desem de anlardı
ne kadar iyi olduğumu ya da olmadığımı…
Herkesin annesi anlamaz mı çocuğunun ne halde olduğunu?..

Hayat, akıp geçiyor bir köprünün altından suların akıp geçtiği gibi, fark edemiyorum bile bazen nasıl geçivermiş, günler, aylar hatta yıllar… Aslında ne yaşadığımızın farkındayız ne de yaşayamadığımızın… Birbirinden farklı birbirinden anlamsız binlerce koşuşturmayı hayat sanarak geçiyor soluk alıp vermelerimiz… Sonra da geriye dönüp ne yaptık diye bir bakıyoruz, hani o eski masaldaki gibi görüyoruz, geçtiğimizi sandığımız yerleri: “Bir arpa boyu bile yol gitmemişiz.”

Ayeti Kerime ne kadar da açık; “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz. ﴾Enbiya Suresi 35. Ayet﴿” Allah’tan dilerim ki dünyalarını değiştiren hem annemin hem babamın hem de bütün Müslümanların mekânları cennet olsun. İki cihan serveri Peygamber Efendimize komşu olsunlar…
                                                                               (10 Haziran 2011 – 10 Haziran 2016)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder